İkiz Alevin Kökeni

İkiz alev, bir çok dinde, kültürde ve mitolojide mevcuttur. İkiz alev kavramının en belirgin olduğu yer Yunan Mitolojisi’dir.

İkiz Alev Nedir?

İkiz alevin kökeni, iki ayrı bedende yaşayan bölünmüş tek ruh olduğu düşüncesinden ortaya çıkmıştır. İkiz alev aslında, ruhunuzun diğer parçası, ayna ruhunuzdur. Çeşitli kültürel ve sosyo-ekonomik şartlardan dolayı dışarıdan farklı gibi görünseler de gerçekte aynı ruhu paylaşan kişilerdir. Bedenleri, kişilikleri, yaşam tarzları farklı olsa da özleri birdir.

İkiz alev, ruhsal uyanışla iç içe geçmiş bir kavramdır. İkiz alev kavramı uyanış sürecinde olmayan ve ikiz alevi yeni duymuş kişiler için çok uçuk kaçık gelebilir ilk bakışta.

Bununla birlikte, ruhsal uyanış yaşamış, kendinin v diğer insanların sahte benliklerinden ziyade ruhlarını ve gerçek benliklerini görmeye başlayan kişilerin ikiz alevi anlamaları kolaydır.

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi tarihte ikiz alev terimi bir çok kültürde mevcuttur. Bazı yerlerde bire bir ikiz alev olarak değil de başka adlarla zikredilmektedir. Çoğu zaman ikiz alevle, ruh eşleriyle karıştırılmaktadır. Oysa ikiz alevler ve ruh eşleri birbirlerinden oldukça farklı kavramlardır. İkiz alevler ve ruh eşleri arasındaki farkları okumak için burayı tıklayabilirsiniz.

İkiz alevler her zaman bir kadın ve erkekten oluşmaz. Bazen aynı cinsiyette ikiz alevlerde olabilir. İkiz alevler sadece bir romantik aşk ilişkisi değildir. İkiz alev ilişkisini ruhsal uyanışı, aydınlanmayı tetikleyen ve çakraları kazıyan bir başlatıcı olarak tanımlayabiliriz.

İkiz alev ilişkileri çok güçlü enerjilere sahiptir. Genellikle insanlar ikiz alevi ile tanışmayı bir hız trenine binmek olarak tanımlarlar. İkiz alevinizle tanıştıktan sonra egonun yok olduğunu hissedersiniz. Özellikle balayı evresinde sanki ruhsal uyanış tamamlanmış, tamamen aydınlaşmış gibi hissedersiniz. Aşk sarhoşluğu ve vecd hali ikiz alev balayı evresinde çok sıradandır.

İkiz alev evrelerini okumak için burayı tıklayabilirsiniz…

İkiz alev, sıradan sevginin ötesinde çok derinden hissedilen bir bağlantıdır. Ben senim, sen de bensin. Hakikatte tektirler. İkilik sadece bu boyuttaki bedenleri için geçerlidir.

İkiz Alevin Tarihçesi

1980’lerde duyulmaya başlayan ikiz alev kavramı özellikle son yıllarda sosyal medyanın da etkisi ile çok popüler bir hale gelmiştir. Bazı internet sitelerinde ikiz alev kavramının M.Ö 2500 yıllarında yazılan Ölüler Kitabı’nda geçtiği söylenmektedir. Bizzat ikiz alev olarak geçmese de bu kitapta ikiz ruhumuzla nasıl bağlantı kurabileceğimizin anlatıldığı söylenmektedir.

Ölüler Kitabı hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için bu yazıya göz atabilirsiniz…

İkiz alev kavramının Yunan Filozof Platon’un Sempozyum (Şölen) kitabında dört kollu dört bacaklı çift cinsel organı olan insanlardan bahsedilir. Bunların gerçek insanlar yani ikiz alevler olduğu ve çok güçlü olduklarından bahsedilir. Bu bahsedilen kişilere de ikiz alev oldukları atfında bulunulur.

Aynı eserde, tanrıların bu insanları yok etmeye çalıştığından bahsedilir. Tanrılar tarafından güçleri ellerinden alınan ve ikiye bölünen bu gerçek insanların diğer yarısı ile birleşme için çabaladığından bahsedilir.

Tarihte ve günümüzde bahsedilen bu benzer fenomenler belki gerçek belki de bir kurgu olabilir. Bununla birlikte şu da bir gerçektir ki bazı insanlarla hepimiz diğerlerinden farklı olarak derinden bağlantılar hissediyoruz.

Burayı tıklayarak ruhsal bağlantı çeşitlerini okuyabilirsiniz…

Bu bağlantılar genellikle ruh eşleri olarak tanımlanıyor. Çok ender olsa da bir tek insanla ise çok özel bir bağlantı hissedenler var. İşte bunları ikiz alev olarak tanımlıyoruz.

İnsanlar genellikle hissettikleri ve inandıkları şeylere delil bulma ve diğerlerinin de bu tür şeyleri deneyimlediklerinden emin olma eğilimleri vardır. Gerçekte ise ruhsal uyanış süreci, tekamül yolculuğu ve hissedilen her şey kişiye özeldir. Ne kadar herkes birbirinin aynısı ve bir bütünün parçası olsa da aynı zamanda çok özeldir. Özellikle, anlayışta ve hislerde genellemeler bizlere doğruyu göstermez. Herkesin gerçeği, kendi hissettikleri, yaşadıkları ve algılarıdır.