Öz benlik, bizim gerçek benliğimizdir. Otantik benlik olarak da adlandırılır. Öz benlik gerçekte kim olduğumuzu ifade eder. Doğduğumuzdan beri öğrendiğimiz toplumsal değer yargıları ve başkalarının deneyimleri bize özümsemediğimiz gerçek olmayan sanal bir benlik oluşturur. Bu oluşan sahte benliğe göre davranışlarımız tamamen kendimize uygun gördüğümüz ya da başkalarının bize uygun gördüğü role-rollere göre şekillenir.
Öz benliğimizden uzaklaştıkça – bu genelde büyüdükçe olur- özgünlüğümüzü kaybetmeye başlarız.
İnsanlar ruh olarak bir birlerinin benzeri hatta aynısı bile olabilir. Çünkü tüm insanlar aynı özden yaratılmıştır. Bu özde birlik, toplu değerleri ile uyumluluk ve çoğunluğa uymakla karıştırılmamalıdır.
Öz benlik bize özgün olmayı daha tutarlı ve anlamlı ilişkiler kurmayı sağlarken, sonradan edindiğimiz sahte benlik ise sahte, zorunlu, içeriğini içsel olarak çok da onaylamadığımız ilişkileri kurdurur.
Öz Benliğe Kavuşmak
Öz benliğe kavuşmak için öncelikle kendimizin görülmesine izin vermemiz gerekiyor. Burada kendimizi gösterme sadece diğer bireylere karşı değil, kendimize karşıda şeffaf olmamız gerektiğini gerektiriyor.
Gerçekten kim olduğumuzu ve gerçekten ne istediğimizi sorgulamak gerekiyor. Bu durum ciddi bir sorumluluk getirir ve bu cesaret ister. İnsanlar sorumluluk almaktan korktukları için genellikle kendilerinin görülmesine izin vermezler ve kendilerini, kendilerine bile kapatırlar.
Öz benliği keşfetmek için ilk başta gerekli olan şey farkındalıktır.
Özgün bir kişiliğe sahip olmak için, fikirlerinizi dürüstçe cesaretle ifade etmeniz, değerleriniz ve inançlarınızla uyumlu kararlar alarak bunu uygun yaşamanız, tutkularınızın peşinden gitmeniz, size fayda sağlayacak iç sesinizi dinlemeniz, savunma kalkanları kullanmak yerine savunmasız ve gönlünüz açık olmalı ve belki en önemlisi sınırlarınızı belirleyip, hayır demesini öğrenmeniz ve toksik ilişkiler, toksik kişilerden uzak durmanız gerekiyor.
Sizi gerçekten neyin mutlu ettiğini, gerçekten ne istediğinizi ve nasıl bir hayat yaşamak istediğinizi fark ettiğiniz zaman hayatınız eğlenceli bir hal alacaktır.
Bunları yaptıktan sonra kırılgan yapımızdan ve reddedilme korkusundan kurtulmalıyız. Reddedilme korkusu ve kırılganlık sahte benliğin ortaya koyduğu bir sonuçtur.
Biz insanlar genellikle uyum sağlamak için kendimize ihanet ederiz. Uyum sağlayarak, kabul edileceğimizi ve mutlu olacağımızı düşündüğümüzden daha derinlere saplanırız. Uyumun bedeli kendimizi suçlama, utanç, düşük öz saygı ve değersizlik hissi olarak bize dönecektir.
Otantik benliğinize kavuşmak için bir kaç ipucunu şu şekilde sıralayabiliriz;
Size neşe veren hayatınıza anlam katan insanlara önem vermelisiniz. Ne yapmaktan hoşlandığınızı fark ederek, sevdiğiniz şeyleri yapmaya öncelik vermeli, ilk başta bunu yapmak kolay olmasa da hedefler koyarak bu hedefe doğru ilerlemelisiniz. Sizi aşağıya çeken, ilerlemenize mani olan kişilerden ve ilişkilerden ışık hızıyla uzaklaşmalısınız.
Tamamen kendinize odaklanın, başkalarına değil. Kendi içinize yönelerek, gerçekte kim olduğunuzu fark etmeye çalışın. Kendinizi nasıl göründüğünüzü, onay ihtiyaç duyup duymadığınız sorgulayın. Eğer onay ve uyum ihtiyacı hissediyorsanız buna niçin ihtiyaç duyduğunuz sorgulayın. İçinize odaklandığınız zaman uyuma ve onaya göre değil değerlerinize göre davranmanız gerektiğini anlayacaksınız.
Çevrenizi özgün ve otantik insanlarla çevreleyin. Sizinle aynı değerleri paylaşan insanlarla bir arada olmanız daha rahat olmanızı sağlayacaktır. Ve kendi sınırlarınızı koyup, hayır demeyi öğrenin.
İhtiyaçlarınızı ve isteklerinizi cesaretle dile getirin. İnsanlarla konuşurken göz teması kurun ve onları içtenlikle dinleyin.
Zamanınızı başkalarının önceliklerine göre değil kendi önceliklerinize göre planlayın. İş, uyku, dinlenme, sosyal aktivitelerinizi kendi isteklerinize göre belirleyin.
Sorunlara odaklanmak sizi kendinizden uzaklaştırabilir. Sorunlara odaklanmak yerine büyük resme odaklanın. Böylelikle fırsatları fark edersiniz.
Derinden gelen istek ve dürtülerinizi takip edin. Bunlar sizi motive ederler. Hayal kurun, hayallerinize ulaşmak için stratejiler belirleyin. Bunu yaparken çok kuralcı olmayın ve ulaşmadığınız zaman hayırlısı demeyi öğrenin.
Ve en önemlisi, hayatın sizin için her zaman iyilikler getireceğine inanın. Ve dünyada iyiliğin ve iyi insanların çoğunlukta olduğunu, insanların kahir ekseriyetinin iyilik istediğini fark edin.
Sevgiyle kalın.
Siz de görüşleriniz yorum kısmında paylaşırsanız mutlu oluruz.