İç huzuru, kişinin kendisiyle ve tüm dünyayla uyum halidir. Ama her şeyden önce, düzen bir dengedir. Ruhu bir müzik aletiyle karşılaştırırsak, o zaman içsel sakinlik hali, ruhun tellerinin uyumlu ve doğal bir şekilde ses çıkardığı zamandır. Ses herkes için güzel ve hoş! Ancak gergin ve telaşlı olduğumuzda müzik gergin, doğal olmayan ve nahoş olacaktır.
Huzur ve güveni, hayatımızda her şeyden emin olduğumuz zaman hissederiz. Eğer bir tehlike varsa yada sorunlar söz konusu ise huzursuz oluruz. Hayat hiç bir zaman düz devam etmez. Her zaman bizi mutlu eden olaylar olduğu gibi, sürekli küçük yada büyük sorunlar karşımıza çıkar. Yaşamımızda neye odaklanırsak, o hayatımızda çoğalır ve hayatımızı kuşatır. Neyi çok dile getirir, ne ile meşgul olursak hayatımızda onu büyütmeye başlarız.
Sorunlara odaklanırsak sorunları, mutluluğa odaklanırsak mutluluğu büyütürüz. Hayatta karşılaştığımız sorunlara olumlu ve yapıcı bir tavırla yaklaşırsak, hem sorunun çözümünü kolaylaştırır hem de boşu boşuna huzursuz olmayız.
Huzur, insan için doğal bir durumdur; bu yüzden bizim için çok gerekli ve arzu edilir! Kaybolduğunda, rahatsızlık ve belirsizlik yaşamaya başlarız. Bilinçaltı zihinde, bu duruma geri dönmek istiyoruz.
Kişi ancak kendi içinde huzur ve güven bulabilir. Çevremizdeki dünyada barış ve istikrar yoktur ve etrafımızdaki her şey sürekli bir değişkenlik halindedir. Hayatın öngörülemezliği ile nasıl başa çıkabiliriz? Sadece kabul ederek! Kendinize şunu söyleyin: “Tüm sürprizlere hazırım ve onlarla sakin bir netlikle kabul ediyorum.” Bir karar verin: “Ne olursa olsun, mümkün olan en iyi şekilde yapabilirim.” Etrafta ne olduğu o kadar önemli değil, içeride ne olduğu önemli! Gemi sudayken batmaz, içine su dolduğunda batar. İçinde bulunduğunuz karmaşa ve kaos ne olursa olsun, iç huzuru sağlamak çok daha önemlidir. Farkındalığınızı kaybederseniz, gerilirseniz, sinirlenirseniz veya incinirseniz kaybedersiniz. Önemli olan koşullar değil, onlara nasıl tepki verdiğimizdir.
“Huzur, hayatı olması gerektiğini düşündüğünüz gibi değil, olduğu gibi işlemek için zihninizi yeniden eğitmenin sonucudur.” Wayne Dyer
Hayatta neyin sahibi olursanız olun, mevkiniz makamınız ne kadar yüksek olursa olsun, çocuklarınız, akrabalarınız ve dostlarınız ne kadar çok olursa olsun, Ne kadar para kazanırsanız kazanın, daha büyük bir ev, daha güzel bir araba ya da daha pahalı giysiler size huzur vermez.
Maddi şeylerin ihtiyaçlarınızı karşılamasını beklemek sizi büyük bir hayal kırıklığına uğratır. Dostlarınızın, akrabalarınızın çokluğu da sizleri mutlu etmez. Bu dünyaya ait neye dayanır ve güvenirseniz, o güvendiğiniz şeyin yokluğu sizi huzursuz eder.
Bununla birlikte, zihinsel olarak güçlü insanlar mutlaka az bir para ya da sınırlı bir çevrede yaşamazlar. Güzel şeylerin tadını çıkarabilirler. Ancak maddi varlıklarının kendilerine neşe ve memnuniyet vermesini beklemezler.
İçsel huzuru ve güveni sağlamanın temelini, yapabildiğimizin en iyisini yapmak ve teslimiyet içinde olmak oluşturur. Yaşadığımız ve bize göre iyi yada kötü gibi görünen olayları içselleştirmemek ve hayatta üzüntünün de mutluluğunda geçici olduğunu idrak etmeliyiz.
Bu dünyadaki hiç bir şey bize kalıcı bir huzur getirmez. Bununla birlikte bunlardan kaçınmalıyız anlamını da çıkarmamalıyız. Başımıza gelen her olayın bizim yüksek hayrımıza olduğunu bilmeli, Allah’ın ya da neye inanıyorsanız o gücün bizim için en iyi olanı bize sunacağına inanmalıyız.
Çok anlamlı
Yorumunuz için çok teşekkür ederiz 🙏
Dıştaki hiçbirşey mutluluk getirmez demişsiniz Olanı olduğu gibi kabul etmek gerekir.. böylece mutluluk iç huzurumuzla gelecek..Teşekkürler
Yorumunuz için çok teşekkür ederiz 🙏