Ruhsal uyanış, bir kişi varlığının “Ben” veya egonun sınırlarını aştığını anladığında gerçekleşen yavaş, kademeli bir süreçtir.
Çoğu insanın düşündüğünün aksine, ruhsal uyanış, kelimenin tam anlamıyla “uyanmayı” içermez.
Bir gün uykudan uyanmaz ve içinizde değişim için çağrıda bulunan güçlü bir enerji olduğunu hissetmezsiniz.
Taocu felsefede, Doğulu spiritüalistler egoyu veya gündelik benliği edinilmiş zihin olarak adlandırırlar.
Şu anda kim olduğumuz – sevdiğimiz şeyler, davranışlarımız, tercihlerimiz ve inançlarımız – yıllar süren sosyalleşmeyle kazanılır.
Aldığımız bu farklı özellikler, ne kadar benzersiz olursa olsun, henüz tam bir benlik oluşturmuyor.
Ruhsal Uyanış Aşamaları
Evrimin ürünleri olarak insanlar, kendi kendini koruyan bir türdür; değişime direnmek istemek bizim DNA’mızda var.
Bu, insanları doğal olarak bencil varlıklar yapar; Bir balon yaratmaktan ve onu korumak için elimizden gelen her şeyi yapmaktan kendimizi alamıyoruz.
Kim olduğunuza ve neye inandığınıza dair kesin bir kararlılık, tam “benliğin” tanımı gibi görünse de, Carl Jung gibi filozoflar, “Ben”in dünyanın geri kalanından bu şekilde ayrılmasının kesinlikle zararlı olduğunu söylüyor çünkü kaçınılmaz olarak biz bize özgü nitelikler kadar iyi ve doğru sayılan şeyleri sınırlamaya başlayın.
Bunu şöyle düşünün: Ruhunuz, egonuzla birlikte var olur. Yıllarca öğrenip etkileşimde bulunarak, ego, sevdiğiniz ve sevmediğiniz şeyleri ve neyin iyi neyin kötü olduğunu ayıran inançları benimser.
Ego dizginleri ele geçirdiği için, egonuzun ötesine geçmek yerine, Ruhunuz kapana kısılır ve uykuda kalır.
Egonuzun sizi yönetmesine izin vermenin sorunu, kendinizi tam insan deneyiminden mahrum bırakmanızdır.
Ego sadece deneyim yoluyla bildiğini bilir; bildiğinin dışındaki şeyleri anlamaz.
İnancınız, diğer gerçeklikleri gerçekten anlama şansınız bile olmadan önce diğer kimliklerden, deneyimlerden ve düşünce kalıplarından önce başlar.
Bu sınırlı bilgi sorunlu hale gelir çünkü sizi köşeye sıkıştırır.
Balon olduğunu düşündüğünüz şey aslında diğer inanç ve davranışların hassasiyetlerinizi geliştirmesini engelleyen bir kabuktur.
Çoğunlukla, bu düşünceler sadece düşünce olarak kalmaz. Kontrol edilmediğinde, ego bağımlılık, bağnazlık, ırkçılık ve faşizm gibi şeylere dönüşebilir.
Egoist varlıklar bir arketip haline gelir. Gerçekten uyanıp hayatı yaşamıyorsun; sadece hareketlerden geçersiniz ve sahip olduğunuz sınırlı bilgiyle dünyayla yüzleşirsiniz.
Ama arada bir geri adım atmamıza ve dünyayı nasıl yaşadığımızı yeniden değerlendirmemize neden olan şeyler deneyimliyoruz. Bu açıklık ve netlik anı bizi Ruhumuza yaklaştırır ve yavaş yavaş egomuzun dışındaki şeylerle özdeşleşmeye başlarız.
Ruhsal Uyanış Aşamaları, Ruh’a veya Taoistlerin dediği gibi Orijinal Ruh’a dönüşümüzdür.
Orijinal Ruh, kendini koruma veya temel insan ihtiyaçları tarafından yönlendirilmez. İstemez, yargılamaz veya varsaymaz. Orijinal Ruh sakin, kabul edici ve esnektir.
Çoğu insan için ruhsal bir uyanış, kendinize karşı belirli bir yabancılaşma hissi verir.
Davranışlarınızı ve düşünce kalıplarınızı yeniden değerlendirmeye başladığınızda, artık yalnızca “Ben” ile özdeşleşmezsiniz.
Yabancılaşma, kendi bireysel egonuzun dışındaki gerçekleri tanımaya başladığınızın bir işaretidir.
Manevi bir uyanış, din veya maneviyatla ilgili değildir. Uyanıp daha yüksek bir güç olduğunu veya arka planda dokunabileceğiniz sihirli bir frekans olduğunu fark etmezsiniz.
Ruhsal uyanış tamamen egonuzu açmak ve sadece Ruh kalana kadar bu katmanları tek tek soymakla ilgilidir.
Uyuyan Ruhu uyandırmak ve varoluşun kendinizden çok daha büyük olduğunu anlamakla ilgilidir.
Ve Ruh sonunda bilincinizin tam kontrolünü ele geçirdiğinde, bizi dünyayla ve içindeki insanlarla bağlantıda hissetmekten alıkoyan takıntıları ve takıntıları ortadan kaldırırız.
Ruhsal Uyanış Hakkında 4 Efsane ve Tuzak
Günümüzün modern dünyasında, giderek daha fazla insan ruhlarını uyandırıyor ve kapsayıcılık, çeşitlilik ve açıklığın erdemlerini anlıyor.
Ancak bu “kitlesel uyanış”ın da olumsuz yanları var. Yeni başlayanlar için, modern zaman “spiritüalistlerinin” ortaya çıkışı, ruhsal uyanışa ve gerçekten canlı olmanın gerçekten ne anlama geldiğine dair kaba bir anlayış yaratır.
Bunlar şunları içerir:
“Işığın” Peşinde
“Işığın” peşinden gitmek ve “karanlığı” kapatmak, kökleri yeni çağ öğretilerinde ve geleneksel felsefede bulunan yaygın bir zihinsel tuzaktır.
Otantik ruhsal uyanış, tam insan deneyimine açık olmakla ilgilidir.
Sürekli olarak “ışığın” peşindeyseniz, egonun sınırlarına geri dönüyorsunuz.
Ruhun tanımlara bağlı olmadığını unutmayın. Gerçekte, “ışık” veya “karanlık” yoktur; sadece kalıcılık ve esneklik vardır.
Maneviyatınızın Sizi Diğerlerinden Daha İyi Yapacağını Düşünmek
Uyanmış kültür, yanlış anlaşılan ruhsal uyanışın tam tanımıdır.
Adaletsizliklerin yanlış olduğunu fark ederken, diğer insanların gerçeklerini anlamayan insanlara da şiddetle baskı yaparlar.
Manevi uyanış, ahlaki açıdan yüksek bir yere çıkmakla ilgili değildir. Bu süreç bir rekabet veya diktatörlük anlamına gelmez. Ruhsal uyanış, kendini geliştirme ve kendini iyileştirme ile ilgilidir.
Bazı İnsanları İyi ve Kötü Olarak Tanımlamak
Ruhsal uyanışa yeni başlayanlar, genellikle bir kendini haklı görme duygusu yaşarlar.
Önceki inançlarını bıraktıktan sonra, “iyi” inançlara tutunmaya başlarlar ve bunun dışındaki her şeyi aktif olarak kötü olarak etiketlerler.
Bu, insanları belirli bir şekilde düşünmeniz ve davranmanız gerektiğine inandırır.
Ama gerçekte, hiçbir nezaket, otantik ruhsal uyanış anlamına gelmez çünkü sadece yeni iyi ve kötü tanımınıza göre hareket ediyorsunuz.
Gerçek ruhsal uyanışa ulaşmak için, iyi ve kötüyü iki taraflı olarak görmeyi bırakmalısınız. Sonuçta, insan Ruhu karmaşıktır ve sürekli bir evrim halindedir.
“İyileştirmek” İçin Maneviyatı Kullanmak
Bağlanma ve takılmalar, egonun iki tanımlayıcı özelliğidir. Geçmişinizi iyileştirmek için ruhsal uyanışı kullanmak sadece bir biçim veya yeniden yönlendirmedir.
Gerçekten hiçbir şeyi düzeltmiyorsunuz; yeni bir yöntemle sadece eski sorunları yanında sürüklüyorsun.
Manevi uyanışı elde etmenin tek yolu, geçmişte sizi inciten her şeyi bırakmaktır, böylece gelmekte olana daha açık olabilirsiniz.
İnşallah uyanmayı başaranlardan oluruz Emeğinize sağlık..
Yorumunuz için çok teşekkür ederiz 🙏
Uyanış illaki bir sıkıntı sonrasında mı başlar?
Ruhsal uyanış olması için illaki sıkıntı olması şart değildir. Bununla birlikte sıkıntılar insanları yeni çözüm yolları bulmaya sevk eder. Hayatta yaşadığımız farklı durumlar farklı bakış açılarından bakışımızı geliştirir.